Nar Suyu

Latince adı ‘Punica Granatum’ olan nar doğal bir ilaç olarak tanımlanmaktadır. Son zamanlarda narın faydaları ile ilgili yapılan araştırmalar bu besinin sağlık bakımından değerini ortaya koymaktadır. 

Narda C vitamini, potasyum, demir, polyphenol, anthocyanin ve tannin adında antioksidanlar bulunur. Nar suyu güçlü antioksidan etkisiyle bilinen Elajiktanenler yönünden oldukça zengindir. Ayrıca siyanidin, delfinidin, pelargonodin, kersetin, kaempferol, luteolin gibi antioksidanlar da içerir. Narın yenilebilir kısmının 100 gramında 150 mg fenolik madde bulunur. 

Nar Suyunun ve Narın Faydaları Nelerdir ? 

Bağışıklık sistemini güçlendirir. Enfeksiyonlara karşı vücudun dirençli olmasını sağlar. Kanın antioksidan kapasitesini çoğaltır. Oksitlenmeyi önleyici maddeler olan antioksidanlar bakımından nar suyu yeşil çaya göre çok daha zengindir. 

Bazı deneysel çalışmalar nar özütünün antibiyotik ilaçlarla beraber kullanılması halinde antibiyotiklere dirençli bakteriler üzerinde de etkili olabileceğini göstermektedir. Özel olarak hazırlanmış nar özütünün tamiflu adlı virüs öldürücü bir ilaçla beraber kullanılmasıyla ilacın virüs üzerindeki etkisinin önemli ölçüde artığı saptanmıştır. 

Nar çekirdeği yağında Punisik asidin yanı sıra %0,6 oranında antioksidan özellikteki polifenolleri bulunur. Nar çekirdeği yağı konjuge yağ asitlerini yapısında bulunduran nadir bitkilerden biridir. Nar çekirdeğinde bulunan linoleik asit ve polifenollerin kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. 

Hayvanlar üzerinde yapılan bir çalışma nar suyunun ateroskleros yoğunluğunu ciddi şekilde düşürdüğünü göstermiştir. 

Narda bulunan polyphenolic, tannin ve anthocyanin adlı maddeler serbest radikallerle mücadele ederek damarların tıkanmasını engellerler. 

Klinik bir araştırma, nar suyunun 1 yıl düzenli olarak içilmesiyle LDL ve HDL’nin oksidasyonun önemli ölçüde azaltılabileceği, 3 yıl kullanılmasıyla da kanda aterosklerotik lezyon gelişim riskinin belirgin ölçüde azaltılabileceğini göstermiştir. 

3 ay boyunca günde 2 bardak nar suyu içiminin koroner kalp hastalarında strese bağlı bazı etkenleri azaltabileceği bir başka klinik araştırma tespitidir. 

İsrail’de yapılan bir çalışmada, nar suyuyla beslenen farelerin damarlarındaki tıkanıklıkların % 44 oranında gerilediğini saptanmıştır. Ayrıca nar suyunun ‘ACE’ adlı enzimi engelleyici ve tansiyon düşürücü etkisi de vardır. Tansiyon tedavisinde kullanılan ve ‘ACE-inhibitörleri’ olarak bilinen tıbbi ilaçlar da ‘ACE’ enzimini engelleyerek etki gösterirler. 

Yüksek tansiyon sorunu olan 62 ila 77 yaşlarındaki hastalara 15 gün boyunca günde bir çay bardağı nar suyu verilmiş ve süre sonunda serum ACE değerlerinde %36, yüksek tansiyon üzerinde ise % 5 azalma olduğu tespit edilmiştir. 

İsrail’deki Batı Celile Hastanesi’nde yapılan ve American Society of Nephrology konferansında sunulan çalışmada, 101 böbrek hastasına bir yıl boyunca haftada 3 kez yarım bardak nar suyu verilmiş ve hastaların kanlarında enfeksiyon riskinin azaldığı tespit edilmiştir. 

Araştırmalar nar suyunun prostat ve cilt kanserine karşı koruyucu olabileceğini göstermiştir. Wisconsin Üniversitesinde hayvanlar üzerinde yapılan araştırmada nar suyunun kanserin ilerleme hızını düşürdüğü tespit edilmiştir. 

Bir çalışmada prostat kanseri tanısı konmuş kırk hastaya iki sene süresince her gün nar suyu verilmesiyle hastaların yüzde 85 oranında prostat kanseri gelişiminin önlenebildiği görülmüştür. Bu çalışmalarda nar suyunun kanser hücresini çeşitli mekanizmalarla öldürdüğü gösterilmiştir. 

Nar suyu ve çekirdeğinin hormona bağlı olmayan farklı kanser hücrelerinde seçici olarak programlı hücre ölümüne yol açtığı saptanmıştır. Prostat kanserlerinde ise, programlı hücre ölümlerini hızlandırıcı etkisi tespit edilmiştir. 

Cancer Prevention Research adlı dergide yayınlanan araştırma sonucuna göre narda bulunan “ellagitannins” adlı maddeler kanser hücrelerinin çoğalmasına neden olan östrojen hormonunun üretimini engellemektedir. Uzmanlar araştırmanın, meme kanserine karşı yeni ilaçların geliştirilmesini sağlayabileceğini belirtmişlerdir. 

Kanser ölümlerinin büyük bir kısmının primer tümörlerin yayılmasından kaynaklandığı tahmin edilmektedir. 1,5 mg nar suyu ile 1,5 mg nar çekirdeği yağıyla elde edilen 3 miligramlık karışımın prostat ve göğüs kanserlerinde tümör hücrelerinin yayılmasını baskıladığı tespit edilmiştir. 

İskoçya’daki Edinburgh Üniversitesince yapılan araştırmada, 24 kişilik gruba, 4 hafta süresince günde 500 ml. nar suyu verilmiş ve süre sonunda bu kişilerin kanındaki yağ asiti düzeyi düşerken, bel bölgelerindeki yağlarında azaldığı saptanmıştır. 

4 hafta boyunca günlük 500 ml nar suyu içiminin kandaki NEFA olarak bilinen esterleşmemiş yağ asitleri gibi asitlerin miktarını düşürdüğü saptanmştır. 

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmada deney hayvanlarında önce osteoartrit oluşturulmuş ve sonra taze sıkılmış nar suyu iki hafta süresince hayvanlara ağız yoluyla doğrudan verilmiştir. Süre sonunda yapılan değerlendirmede eklemlerdeki hasarın, verilen nar suyu miktarına göre artan şekilde onarılabildiği görülmüştür. İnsanlar üzerinde henüz bir deney yapılmamakla birlikte düzenli olarak nar suyu içilmesinin artrit şikayetlerinin hafifletmesinde faydası olabileceği belirtiliyor. 

Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada nar suyunun sperm kalitesi ve canlılığını artırdığı tespit edilmiştir. 7 hafta boyunca nar suyu verilen farelerde sperm sayısı ve hareketliliğinin arttığı, anormal sperm oranının ise azaldığı saptanmıştır. 

İngilterede yapılan bir araştırmada günlük bir bardak nar suyu içmenin erkeklerde ereksiyon problemlerini giderip cinsel perfromansı artırdığını göstermiştir. 

Nar yararları ile ilgili araştırmalar ve olumlu görüşler üzerine firmalar nar kapsülleri üretmeye başlamıştır. 1 kapsülün 2 bardak nar suyuna denk olduğu belirtilmektedir.